Pandeminin ardından yaygınlaşan hibrit veya uzaktan çalışma modelleri iş dünyasına yönelik pek çok alışkanlığımızı da değiştirdi. İlk zamanlar uzaktan çalışmak pek çok kişinin adapte olmakta zorlandığı bir modeldi fakat sonraları herkes buna alışmaya hatta daha verimli çalışmaya başladı.
Yine aynı dönemde yaygınlaşan bir diğer alışkanlıksa kahve dükkanlarında çalışmak. Hatta sadece çalışanlar değil öğrenciler de ders çalışmak için kahve dükkanlarını daha çok tercih etmeye başladılar. Peki neden artık ofis veya kütüphane yerine kahve dükkanlarını tercih ediyoruz? Sessiz ve izole ortamlar yerine kalabalık ve gürültülü sayılabilecek kahve dükkanlarında verimliliğimiz azalmıyor mu? Yeni yapılan bir araştırma bu soruların yanıtlarını araştırdı ve ilginç sonuçlara ulaştı.
Araştırma, ideal bir gürültü oranının ve bazı ambiyansların odaklanmayı kolaylaştırdığını ve hatta ilham verici olduğu sonucunu ortaya çıkardı. Kısacası kahve dükkanlarındaki ortam, hızlı karar alma, daha yaratıcı olma ve işlere daha kolay odaklanmayı sağlıyor. Araştırmacılar bu etkiye bir de isim verdiler: “Coffee Shop Effect”
Kolektif çalışmaya alışık olduğumuzdan dolayı izole ortamlarda aynı motivasyonu edinemiyoruz. Ofislerimiz ise bazı kurallardan dolayı sıkıcı olabiliyor. Kahve dükkanları ise evlerimizdeki ve ofislerimizdeki ambiyansların tam ortasında ideal bir çalışma ortamı sunuyor.
Kahve dükkanlarındaki ideal oranda kalabalık ortam, aşırıya kaçmayan ses düzeyi, odaklanmayı kolaylaştıran playlistler ve odaklanmamıza yardım eden kahve kokuları düşünüldüğünde "Kahve Dükkanı Etkisi" çok da şaşırtıcı gelmiyor.
Tüm bunlar göz önüne alındığında pek çoğumuzun, özellikle pandemi dömeninde, YouTube ve Spotify gibi platformlardan kahve dükkanı ambiyanslı içeriklerle bu ortamı evlerimize taşımaya çalışmamızın mantıklı bir gerekçesi olduğunu görebiliyoruz.